Birçoklarının aksine Nachbar'ın oyunu değil en sevdiğim yanı efendiliği ve mücadeleyi bırakmaması. Bu yönüyle onu Efes Pilsen'e yakıştırdım ben. Elbette oyunculuğuna laf edecek halim yok ama mesela oyunun savunma alanında iyi niyetle mücadele etse dahi iyi bir savunmacı değil bence Nachbar ve kaçırdığı adamları gittiğim çoğu maçta gördüm. Bunun yanında mücadele azmi ile o açığını kapatmaya çalışıyor yani bu konuda dahi iyi niyetli bir yaklaşımı var. Hücum alanında ise gerçekten bir silah olabilecek özellikleri mevcut. Peki ne oldu da Nachbar bir anda geri plana atıldı?
Bunun için bence sene başına gitmek gerek Ergin Ataman oyun planını genel olarak 4 kısalı sistem üzerine kurmayı düşündü anladığım kadarıyla sene başında. Nachbar'ı hep 4 numara olarak oturttu planlarında hoş Nachbar'da geldiği zaman bundan haberi vardı ve ben 4 numarada oynayabilirim diye demeçler de verdi. TBL'de belki evet ama Euroleague sertliğinde olmayacak işti bu ne Shumpert ne de Nachbar 4 numara için yeterli değildi. Bu arada joker olarak kullanılacak ve o sertliği getirip Nachbar ve Shumpert'i 3 numarada da kullanabilmeyi sağlayacak olan Kerem'de doping yüzünden ceza alınca iyice sıkıştı iş. Orada hatalar zinciri geldi işte. Önce Santiago alındı uzunu olarak evet bu gerekli bir hamle olabilirdi çünkü Kasun istikrarsız oynuyordu ve bir uzuna daha ihtiyaç duyulabilirdi. Birden Türkiye ligini unuttuğunu anladılar. Söylediğine göre Ergin Ataman orada uzun Türk olarak Dusan'ı düşünüyordu ama Dusan sene başı kalbiyle ilgili bir sorundan dolayı ameliyat olup uzun süre sahalardan uzak kalacağı anlaşılınca Türk uzun açığı çıktı takımda ve Ermal transfer edildi. Böylece takımda 4 5 numara (Dusan, Santiago, Kasun, Ermal), 1 4,5 (Kaya), iki 3,5 (Nachbar ve Shumpert), bir 3 numara (Thorton), bir 2,5 hatta bazen 1,5 (Sinan Güler), 2 2 numara (Charles Smith ve Rakocevic) ve iki guard (Ender, Kerem)
Kadro buçuklarla dolu olunca ve oyun kurucuların da bunları yönetmede yetersiz kalınca sorunlar kaçınılmaz oldu. Rytas maçında Shumpert ve Nachbar süreleri paylaştılar fakat bu süreleri 4 kısalı sistemde oynamak zorunda kaldılar ve bu da savunma ribauntlarda ezilmemiz ve yakın atışlardan yararlanamamız sonucunu doğurdu. Sonra Partizan maçı geldi bu maçta Shumpert'i tercih eden Ataman Nachbar'ı kenarda oturttu ama 4 kısalı sistem değişmedi gene ve ribauntlar galibiyete rağmen gene rakipten azdı. Bu maçtaki galibiyet aslında hayırlı olmadı, Ergin Ataman bu sistemle başarılı olabileceğini düşündü iyice. Unicaja ve Olimpiakos deplasmanlarında da 4 kısalı sistemde ısrar geldi. Bu iki maçta Shumpert'in sakatlığından dolayı uzun süreler aldı Nachbar. Fakat 4 numarada yer alınca ribaunt ve sertlik handikapı çıktı ortaya ve ön alan savunması da olmayınca çok sayı yedi Efes Pilsen. Sonraki maç zaten formalite maçı gibi olan Entente maçında herkes yeterince süre aldı. Deplasmandaki Partizan maçı son uzun süre yer aldığı maç oldu Nachbar'ın. Ondan sonra işler değişti.
Artık Ergin Ataman 4 kısalı sistem ile ilerleyemeyeceğinin farkına vardı ama kadro onun için kurulmuştu ve 2 uzuna dönüş özellikle 3 numarada yığılma yaşatacağı gibi elde bir 4 numara da olmadığı için orada sadece Kaya kullanılabilecekti. Bir tercih gerekiyordu ve geçen seneki final serisi kafasını karıştırdı ve orada 4 numara oynattığı adamı tercih etti Ataman. Ve Nachbar kenarda kaldı sürekli.
Yanlış planlama Nachbar'a patlamıştı yani. Şimdi ise Euroleague'de gidince 6 yabancı sorun oldu. Smith takımın dinamosu gibiydi. Thorton göşterişsiz olsa da tam bir takım oyuncusu. Kasun zaten kısıtlı uzunlardan dolayı kesilemez. Geriye Rako, Shumpert ve Nachbar kaldı derken bir de bunlara Popovic eklendi. Rako yönetimin torpili ile kadroya girmeyi garantiledi. Ve inat gene ortaya çıktı Shumpert'de bu kontenjandan gelince Nachbar tribüne gitti tamamen. Üstüne İspanyol bir
blog sitesinde çıkan Nachbar ayrıldı haberi çıkınca herkes bitti sandı herşey. Ama önce
Ergin Özerhun "9 Nisan'a kadar süremiz var daha karar vermedik." dedi. Üstüne bir de Nachbar'ın
demeci geldi:
"Dedikodular doğru değil. Şimdilik buradayım. Geçen aydan beri değişen birşey olmadı. Hatta şimdi antremandan çıktım."
Ve devamında:
"Durum stabil. Kulüpten ayrılmak istediğim saklamayacağım bir gerçek ama bir antlaşma yolu bulamadık. Ayrılmak istememin sebebi takımdaki rolüm. Koç ile iyi ya da kötü herhangi bir ilişkim yok ve kenarda kaldım. Rakip bir takıma gideceğimden korktukları için gitmeme izin vermiyorlar. Kontratıma uymam gerektiği için kendi kendime kulübü de terkedemem. Durum gerçekten kötü. Çeşitli kulüpler hala oyuncu arıyor ve sanırım kolaylıkla kulüp bulabilirim. Yazın ne olduğunu göreceğiz. Gelecek sezon içinde kontratım var. Kulübun koçla ilgili vereceği kararı bekleyeceğim öncelikle."
Durum budur. Ben şahsen kalsın tarafındayım ama mutsuz belli ve bu durum ne kadar devam eder ya da etmeli mi onu da bilmiyorum.