23 Kasım 2009 Pazartesi

Orhan Haciyeva ve Mustafa Abi

Orhan-Haciyeva-PertevniyalMustafa-Abi-ITU
İkinci lig maçlarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Bu maçlarda bu iki isim özellikle dikkatimi çekti.
Deneyimli olan eski kaptanımızdan başlamak gerekirse. Yılların savunma piri olarak bilinen Mustafa Abi, başrol oyunculuğuna alışmış ve sayı krallığına oynuyor İTÜ formasıyla. Skorer yönünü bilirdik ama bir türlü bu yönünü yeterince gösteremedi Efes Pilsen'de. Hoş fırsat da verildi mi onu da tartışırım.

Buyrun ortalama istatistikleri:

6 maçta, 36:21 dakika, 28 sayı, 41/69 %59,4 iki sayılık, 20/58 %34,5 üç sayılık, 26/41 %63,4 serbest atış, 4,5 ribaunt, 3.5 asist, 1,5 top çalma, 2,5 top kaybı, 0,3 blok

Ortalama altı olan sadece serbest atış istatistikleri. Sonuçta top kullanan bir oyuncu olarak 2,5 top kaybı hiç fena değil. Ayrıca asist ve top çalma ortalamaları da bencillikten uzak ve savunmayı da yapan bir oyun ortaya koyduğunu gösteriyor. Bir gün çıplak gözle izlemeye gideceğim o zaman daha da detaylı yazarım eski kaptanımızı. Tebrikler kaptan, iyi insandın zaten şimdi diğer yeteneklerini de sergileyebiliyorsun.

Orhan Haciyeva ise Pertevniyal'in genç yıldızı hem Pertevniyal, hem de Daçka'da forma giyiyor. 01/10/1989 Azerbaycan doğumlu. Boyu bildiğim kadarıyla 1.98 ve forvet oynuyor.

Ortalama istatistikleri:

4 maçta; 40:45 dakika, 25,25 sayı, 30/45 %66,7 iki sayılık, 8/27 %29,6 üç sayılık, 17/24 %70,8 serbest atış, 15 ribaunt, 1.3 asist, 1,8 top çalma, 2,5 top kaybı, 0,3 blok

O boyuna rağmen 2. ligin ribaunt ve sayı krallığında ikinci durumda. asist ortalaması fena değil ayrıca savunmada da aktif. Tek kötü tarafı biraz fazla üçlük sallaması gibi geldi bana. Bu çocuktan ne çıkacak merak ediyorum şimdiden onu da çıplak gözle izleyeceğim. O boyla A takımda bu kadar ribaunt alamaz ve 4 numarada oynayamaz. O yüzden şutunu geliştirmesi gerek bence. Umarım seneye onu A takımda görürüz.

22 Kasım 2009 Pazar

Federasyon Cezaları Açıkladı

TBF-Cemal-Nalga-GS-Cafe-Crown-SkandalÖnce bir özet vereyim:

Cemal Nalga olayından ötürü:
1) GS Cafe Crown kulübünün ligde ve Teknosa Türkiye Kupası'nda oynadığı tüm maçlarda 20-0 hükmen yenik sayılması ve lig için yenilgiye verilen 1 puanında bu maçlar için GS Cafe Crown'a verilmemesi;
2) GS Cafe Crown'un 5 puanının silinmesi;
3) GS Cafe Crown basketbol şubesi eski sorumlusu Yiğit Şardan'a 6 ay hak mahrumiyeti ve 10.000 TL para cezası;
4) GS Cafe Crown menajeri Ali Türsan'a 6 ay hak mahrumiyeti ve 5.000 TL para cezası;
5) GS Cafe Crown menajeri Mert Uyguç'a 2 yıl hak mahrumiyeti ve 10.000 TL para cezası;
6) GS Cafe Crown teknik direktörü Okan Çevik'e 3 yıl hak mahrumiyeti ve 10.000 TL para cezası;
7) GS Cafe Crown antrenörü Cengiz Karadağ'a 1 yıl hak mahrumiyeti ve 5.000 TL para cezası;
8) GS Cafe Crown teknik danışmanı Koray Mincinozlu'ya 2 yıl hak mahrumiyeti ve 5.000 TL para cezası;
9) GS Cafe Crown sporcusu Cemal Nalga'ya 2 yıl hak mahrumiyeti ve 10.000 TL para cezası;
10) GS Cafe Crown sporcusu Tufan Ersöz'e 1 yıl hak mahrumiyeti ve 5.000 TL para cezası ancak sporcunun olaya müdahale yetkisinin sınırlı olması dikkate alınarak, süre cezası açısından cezanın 2/3 oranında indirilerek netice olarak 4 ay hak mahrumiyeti ve 5.000 TL para cezası.

GS Cafe Crown-FB Ülker maçında çıkan olaylardan dolayı;
1) GS Cafe Crown'a 4 maç seyircisiz oynama ve 40.000 TL para cezası
2) FB Ülker oyuncusu Terence Kinsey'e 2 maç oynamama ve 3.000 TL para cezası.

Tek düşük bulduğum ceza GC cafe Crown-FB Ülker maçında çıkan olaylardan dolayı verilen cezalar. Bu konudaki fikirlerimi daha önce de yazmıştım.

TBF'nin duyurusunu da noktasına dokunmadan yayınlıyorum:

21 ve 22 Kasım 2009 tarihlerinde ayrı ayrı toplanan TBF Disiplin Kurulu ve TBF Yönetim Kurulu, Galatasaray Cafe Crown sporcusu Cemal Nalga’nın cezalı olduğu müsabakalarda oynatılması ile ilgili olarak kendi yetkilerindeki konularda TBF Disiplin Kurulu’nun önerilerini de dikkate alarak aşağıdaki kararları almışlardır.

TBF Yönetim Kurulu Kararı
15-17 Eylül 2009 tarihlerinde düzenlenen İstanbul Cup Uluslararası Basketbol Turnuvası kapsamında 16.09.2009 tarihinde oynanan ‘Galatasaray CC – Cibona Zagreb’ müsabakasında diskalifiye edilen Cemal Nalga’nın, TBF Disiplin Kurulu’nun 24.09.2009 tarihli toplantısında 5 (beş) maç müsabakalardan men cezası ile başlayan süreç içerisinde;

17.11.2009 tarihinde Federasyonumuza ulaşan bilgiler üzerine yapılan tahkikat sonucunda Galatasaray CC takımının resmi yazılı dilekçesinin ve ekli belgelerin aksine adı geçen sporcunun 24-26 Eylül 2009 tarihlerinde Almanya’da; EnBW Ludwigsburg ve Deutsche Bank Skyliners takımları ile oynanan hazırlık müsabakalarında Galatasaray CC sporcusu Tufan Ersöz’ün formasını giyerek ve Tufan Ersöz’ün ismi altında oynamak suretiyle fiilen ve resmi müsabaka kâğıdında bu oyuncunun adıyla kaydedilmiş olarak yer aldığı belirlenmiştir.

Bu tespit ile Galatasaray CC takım yöneticileri tarafından Federasyonumuza sunulan belgelerin gerçeği yansıtmadığı ve sporcunun, verilen cezasını tamamlamadan, Teknosa Türkiye Kupası eleme grubu müsabakalarında ve Beko Basketbol Ligi normal sezon ilk 5 (beş) hafta müsabakalarında cezalı durumda oynadığı anlaşılmıştır.

Oluşan bu yeni durum üzerine ilgili organizasyonların sorumluluğunu üstlenen kurul olarak Yönetim Kurulumuzca ‘Yarışma Yönergesi’nin 26.3 ve 26.4 maddeleri kapsamında konu TBF Disiplin Kurulu’na sevk edilmiş ve bu kurulun görüş ve mütalaaları doğrultusunda;

a) 15.11.2009 tarihinde oynanan ‘Galatasaray CC – Fenerbahçe Ülker’ Beko Basketbol Ligi müsabakasında yapılan itirazın usül ve esas yönünden geçerli olması sonucuyla maçın sonucunun Fenerbahçe Ülker takımı lehine hükmen (20-0) galibiyet ve Galatasaray CC takımına sıfır (0) puan, Fenerbahçe Ülker takımına iki (2) puan verilecek şekilde tesciline,

b) 10-12 Ekim 2009 tarihlerinde Konya’da düzenlenen Teknosa Türkiye Kupası Eleme ‘C’ Grubu müsabakalarında cezalı durumda oyuncu oynatmış olması sebebiyle ‘Galatasaray CC – Pınar Karşıyaka’, ‘Tofaş – Galatasaray CC’ ve ‘Mersin Büyükşehir Belediyesi – Galatasaray CC’ müsabaka sonuçlarının Pınar Karşıyaka, Tofaş ve Mersin Büyükşehir Belediyesi lehine hükmen (20-0) galibiyet ve Galatasaray CC takımına sıfır (0) puan, rakiplerine ikişer (2) puan verilecek şekilde tesciline, bu sonuçlarla Teknosa Türkiye Kupası Eleme ‘C’ Grubu puan durumunun yeniden tanzim edilerek ilan edilen kupa statüsü gereği ilk iki sırada yer alma hakkını kazanan takımlara Teknosa Türkiye Kupası Sekizli Final müsabakalarına katılma hakkı verilmesine,

c) Beko Basketbol Ligi’nde Cemal Nalga’nın cezalı durumda oynadığı ‘Galatasaray CC – Oyak Renault’, ‘Kepez Belediyesi – Galatasaray CC’, ‘Galatasaray CC – Erdemir’ ve ‘Banvit – Galatasaray CC’ müsabakalarının sonuçlarının Oyak Renault, Kepez Belediyesi, Erdemir ve Banvit lehine hükmen (20-0) galibiyet ve Galatasaray CC takımına sıfır (0) puan, rakiplerine ikişer (2) puan verilecek şekilde tesciline, bu sonuçlarla Beko Basketbol Ligi puan durumunun yeniden tanzim edilmesine,

d) Cemal Nalga’nın cezalı olduğu dönem içerisinde oynadığı hazırlık maçlarında başka bir sporcunun formasını giydirerek takımda yer vermesi, bu sporcunun adını gizleyerek resmi müsabaka kâğıdına başka bir sporcunun adını kaydettirmesi, soruşturma dönemi içerisinde Federasyonumuza sunulan resmi belge ve yazışmalarda gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunması ile sportmenliğe aykırı davranışlarda bulunan, gerçeği yansıtmayan sahte evrak ile Federasyonumuzu ve kamuoyunu yanıltarak basketbol sporuna, kupa ve lig organizasyonlarına zarar veren Galatasaray CC takımının bu dönem içerisinde oynadığı resmi lig maçları sayısı kadar olan toplam beş (5) puanın (mevcut ve gelecekte kazanacağı puanlar dikkate alınarak) silinmesine,

Yönetim Kurulumuzca oybirliği ile karar verilmiştir.

TBF Disiplin Kurulu Kararı

1. Galatasaray CC takımı sporcusu Cemal Nalga’nın, cezalı olduğu dönemde diğer bir sporcu Tufan Ersöz’ün forması ve ismi altında oynamış olmasının tespiti nedeniyle TBF Yönetim Kurulu tarafından sevk edilen dosya TBF Disiplin Kurulu’nca incelenmiştir.

Olay, TBF Disiplin Kurulu’nca, sportmenliğe aykırı davranışlarda bulunarak, gerçeği yansıtmayan sahte evrakla Federasyon ve kamuoyunu yanıltarak, basketbol sporuna ve lige zarar vermek, ceza süresini beklememek gibi suça esas fiiller dikkate alınarak değerlendirilmiş ve TBF Disiplin Yönergesi’nin ilgili hükümleri kapsamında; sporcular, idareciler ve antrenörler için TBF Disiplin Yönergesi’ndeki cezalara hükmedilmiş, Kulüp açısından ise hükmen mağlubiyet ve puan indirme cezaları öngörülerek yetkili TBF Yönetim Kurulu’nun takdirine sunulmuştur.

Bu kapsamda;

a.) Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısının ve Basketbol Şube Sorumlusu Yiğit Şardan’ın Kulübü temsil ettiği ve şubenin sorumluluğunu taşıdığı, bu görevini icra ederken, (böyle bir olayı sonradan öğrendiği kabul edilse dahi) birinci dereceden sorumluluğunun ve görevini layıkıyla yerine getirmemesi sebebiyle talimatlara aykırı durum hâsıl olduğundan Disiplin Yönergesi 35. Maddesi çerçevesinde kendisinin 6 (altı) Ay Hak Mahrumiyeti ve 10.000 TL Para Cezası ile tecziyesine,

b.) Galatasaray CC Genel Menajeri Ali Türsan’ın şubede taşıdığı sorumluluk ve görev alanı içerisinde, üstüne düşen sorumluluğu (böyle bir olayı sonradan öğrense dahi) layıkıyla yerine getirmeyerek mer’i talimatlara aykırı durumun hasıl olmasına yol açması nedeniyle, Disiplin Yönergesi’nin 35. Maddesi gereğince 6 (altı) Ay Hak Mahrumiyeti ve 5.000 TL Para Cezası ile tecziyesine,

c.) Galatasaray CC Menajeri Mert Uyguç’un taşıdığı sorumluluk çerçevesinde takımda idari olarak birince derece sorumlu olmasına rağmen sözkonusu sahtecilik olayına doğrudan katıldığı ve sonrasında TBF’na verdiği 29.09.2009 tarihli Kulüp antetli yazısında da talimatlara aykırı ve Fedarasyonu aldatan tutumuna devam ederek TBF’ye sporcu Cemal Nalga’nın oynamadığı yönünde ıslak imzalı dilekçe vererek hukuka aykırı fiile devam ettiği anlaşıldığından kendisine Disiplin Yönergesi’nin 23.1 Maddesi gereğince 2 (iki) Yıl Hak Mahrumiyeti ve 10.000 TL Para Cezası ile tecziyesine,

d.) Galatasaray CC Antrenörü Okan Çevik’in görevini kötüye kullanarak, sporcu ve yöneticiler üzerinde baskı kurarak, sahtecilik ve Federasyonu kandırmak suçunu bilerek kasten işlediği tahkikat sonucunda ve imzaladığı müsabaka tutanaklarında açıkça belirlendiğinden, kendisinin Disiplin Yönergesi’nin 23.1 Maddesi gereğince 3 (üç) Yıl Hak Mahrumiyeti ve 10.000 TL para cezası ile tecziyesine,

e.) Galatasaray CC Yardımcı Antrenörü Cengiz Karadağ’ın, olayı birinci dereceden organize eden, üstü durumundaki baş antrenörün baskısı altında olmakla birlikte, bilerek sahtecilik ve Federasyonu kandırmak suçuna katıldığı kanaatiyle, kendisinin Disiplin Yönergesi’nin 23.1 Maddesi çerçevesinde 1 (bir) Yıl Hak Mahrumiyeti ve 5.000 TL para cezası ile tecziyesine,

f.) Galatasaray CC Teknik Danışmanı Koray Mincinozlu’nun olaydaki rolü itibariyle birinci derecede sorumluluk taşımamakla birlikte Kulüpteki teknik danışman konumu ve tecrübesi ile olaya zımnen muvafakat ederek iştirak etmesi neticesi ile kendisinin, Disiplin Yönergesi’nin 23.1 Maddesi gereğince 2 (iki) Yıl Hak Mahrumiyeti ve 5.000 TL Para Cezası ile tecziyesine,

g.) Galatasaray CC Sporcusu Cemal Nalga’nın profesyonel bir sporcu olarak ve bilerek cezalı olduğu dönemde diğer bir takım arkadaşının forması ve ismi altında müsabakaya iştirak ederek sportmenliğe aykırı, sahtecilik ve Federasyonu kandırmak suçunu işlediği anlaşılmakla birlikte, genç sporcunun antrenörün baskısı altında bu suçu işlediği de gözetilerek, kendisinin Disiplin Yönergesinin 23.1 Maddesi gereğince 2 (iki) Yıl Hak Mahrumiyeti ve 10.000 TL Para Cezası ile tecziyesine, ayrıca suçun bir bütünlük ve devamlılık içerisinde işlendiği dikkate alınarak Disiplin Yönergesi’nin içtima hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına,

h.) Galatasaray CC Sporcusu Tufan Ersöz’ün, sahtekarlık ve Federasyonu kandırmak suçuna bilgisi dahilinde iştirak ettiği anlaşılmakla, diğer taraftan antrenörün ve kulüp yetkililerinin baskısı altında olduğu da dikkate alınarak, Disiplin Yönergesi’nin 23.1 Maddesi gereğince kendisinin 1 (bir) Yıl Hak Mahrumiyeti ve 5.000 TL Para Cezası ile tecziyesine, ancak sporcunun olaya müdahale yetkisinin sınırlı olması dikkate alınarak, süre cezası açısından, Disiplin Yönergesi’nin 14. Maddesi kapsamında cezanın 2/3 oranında indirilerek netice olarak 4 (dört) Ay Hak Mahrumiyeti ve 5.000 TL Para Cezası ile tecziyesine,

karar verilmiştir.

2. 15.11.2009 tarihinde oynanan ‘Galatasaray CC – Fenerbahçe Ülker’ Beko Basketbol Ligi müsabakasında çıkan olaylarla ilgili olarak TBF Disiplin Kurulu;

a) Galatasaray CC takımına yönelik 4 (dört) maç seyircisiz oynama ve 40.000-TL para cezası ile,

b) Fenerbahçe Ülker sporcusu Tarence Kinsey’e 2 (iki) maç müsabakalardan men ve 3.000-TL para cezası ile,

tecziyesine karar vermiştir.

3. 15.11.2009 tarihinde oynanan ‘Beşiktaş Cola Turka – Efes Pilsen’ Beko Basketbol Ligi müsabakası sırasında çıkan seyirci olayları ile ilgili olarak soruşturma halen devam etmektedir.


Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.

21 Kasım 2009 Cumartesi

Bir Sıkıntı Hikayesi: Efes Pilsen-GS Cafe Crown

Efes-Pilsen-GS-Cafe-CrownÖyle bir maç ki, takımlar arasında büyük fark var ve üstelik zayıf takım bir de büyük bir skandalla sarsılmış, teknik kadrosu mevcut değil. Bir de üstüne tek uzunu skandalın başrol oyuncusu olarak tedbirli. Ehh geriye ne kalıyor zaten. İlk periyod bittiğinde(28-14) zaten maç çoktan bitmişti aslında. Şahsen Efesliler ile sürekli şakalaşmasam sanırım maçı uyuyarak tamamlardım. Düşünün ki maçın en eğlenceli anı Alaz'ın ilk periyod sonundaki yarışmadaki şutlarını ıslıklamamamız:) oldu. Bir de son periyodda tam uyuya kalacakken Nachbar'ın Sinan'a artistik pası geldi de maça 10 saniye kadar girebildik.

Efes Pilsen neredeyse GS Cafe Crown'ın toplam ribaundu kadar hücum ribaundu aldı(18-17). Bir arada yağmur gibi üçlük geldi Efes Pilsen'den. Maçla ilgili aklımda kalanlar bunlar sadece. Zaten hakem maçı 3. periyodda bitirse sanırım GS'lılar bile itiraz etmezdi. Yani muhabbetlerimiz dışında sahada tatsız tuzsuz bir maç oldu bu maç.

Efes Pilsen (83): Mario Kasun 9 (9 ribaund), Charles Smith 8 (2 ribaund, 1 asist), Preston Shumpert 5 (2 ribaund, 6 asist), Kerem Tunçeri 8 (1 ribaund, 5 asist), Bootsy Thornton 20 (2 asist), Kaya Peter 4 (10 ribaund, 2 asist), Bostjan Nachbar 12 (4 ribaund, 1 asist), Ermal Kuqo 4 (5 ribaund, 1 asist), Sinan Güler 8 (1 ribaund, 2 asist), Ender Arslan 5 (1 ribaund, 6 asist)

G.Saray Cafe Crown (73): Darius Washington 3 (1 ribaund, 2 asist), Caner Topaloğlu 5, Merat Kaya 3 (3 asist), Mike Wilkinson 14 (4 ribaund, 2 asist), Polat Kocaoğlu 2 (2 ribaund), Radoslav Rancik 20 (5 ribaund, 2 asist), Evren Büker 9 (1 ribaund), Can Akın 7 (3 ribaund, 5 asist), Simas Jasaitis 10 (2 ribaund)

Bu arada Perşembe günü Abdi İpekçi'de değil Ayhan Şahenk'de olacağız benden hatırlatması.

20 Kasım 2009 Cuma

GS Cafe Crown

GS-Cafe-Crown-Cemal-Nalga-SkandalAçıkcası iyice midem bulandığı için pek değinmek istemiyordum Cemal Nalga konusuna sadece yazılanları okuyup yorum yapmak istemedim. Bugünkü maçta oynamayacakmış hem Cemal, hem de Tufan ve tabi teknik kadroda idari tedbirli olarak yer almayacaklar. Herhalde altyapı antrenörü ile falan çıkar maça GS Cafe Crown.

Her ne kadar yapılan tam bir sahtekarlık olsa da, olayın ortaya çıkması ile Başkan'ın derhal cezayı kesmesi ve Yiğit Şardan'ın "Haberim olmasa bile bu sorumluluğumu kaldırmaz." diyerek istifa etmesi şimdilik GS cephesindeki en şık ve olumlu hareketler. En saçma demeç ise Okan Çevik'ten gelmiş açıkcası: "...Milli duygularımız kabardı...". Yani yaptık ama bir sor neden diyorlar kendileri. Ne olursa olsun mutlaka ceza alacaklardır. Üstelik bir de FB Ülker maçında yaşananlardan içinde ceza alacaklar.

Bütün bunlar yaşanırken yazıların içinde Efes Pilsen'le ilgili bir satır dikkatimi çekmedi değil. Ünal Özüak yazısında: "...Bütün bu usule yönelik karmaşa olurken Federasyon Disiplin Kurulu nelerle uğraşıyor biliyor musun? Dün elime geçti.. Efes Pilsen'e uyarı gönderip yazılı savunma istiyorlar..." Maçlardan birinde takım oyuncularının benzer renkte çorap giymediğini tespit etmişler" iyi mi!.. 3 maç seyircisiz oynama cezası verecekler zahir...". Bu haber gerçek mi değil mi bilmiyorum ama gerçekse eğer gerçekten komik geldi bana.

Olayı ilk yayınlamasına rağmen medyada çok az bundan bahsedilen Salsa Basket'e özel teşekkürler tabi ki.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Ölü Çıkınca Mı Ciddiye Alacaksınız?

Besiktas-Cola-Turca-Efes-Pilsen-KavgaGalatasaray-Fenerbahce-Ulker-KavgaHaftasonu yaşananlar bir kez daha renkler söz konusu olunca bu ülkede tahrik olmanın ne kadar kolay olduğunu gösterdi. Bu manzarayı ortaya çıkaranların hepsini tebrik ediyorum. FB Ülker-Efes Pilsen maçından sonra işte FB seyircisi diyen GS ve BJK'li arkadaşlar buyrun sizleri de gördük. O yaratıkların sahada ne işi vardı. Artık ne olur tahrik lafını kullanmayın. Ama ile başlayan bu cümleler hiçbir işe yaramadığı gibi bir de bu olayları yapanları kendi küçük beyinlerinde haklı çıkarmaya yetiyor.

BJK Cola Turca-Efes Pilsen maçından sonra hem bu maçı hem de Olympiacos maçını yazacaktım ve fakat gel gör ki. Olayları görünce sinirim bozuldu açıkcası ve detayları öğrenmekle geçti saatler. O arada derbi dedikleri lanet başladı ve hadi bunu izleyeyim öyle yazarım dedim kendime. Hay izlemez olaydım aynı yaratıkların farklı renkler giymiş olanları orada da sahnedeydiler. Sahaya daldılar oyuncuları taciz ettiler ve ortalığı karıştırmayı başardılar. Hepsini tebrik ediyorum.

BJK maçıyla ilgili ne yazayım ki. Sonuç nebze umurumda değil orada benim arkadaşlarıma yapılan saldırı yanında. Olayı da anlatayım da kimse bilmezlik etmesin. Bütün olaylar deplasman takımına yer ayırmamış olan BJK yönetiminin denyoluğuyla başlıyor çünkü bu aşamada bizim Efesliler grubu BJK'li seyircilerle birarada izliyorlar maçı ve orada düzeni sağlamakla görevli az sayıda polis dışında herhangi bir koruma yok. Üstelik polislerin tavrı da "Gelmeseydiniz kardeşim." şeklinde. Sonra efendim maçın sonlarına doğru bizimkilerin arkasında konuşlanan iki BJK'lı, kendilerinden daha küçük bir başka BJK'lıyı tartaklamaya başlıyorlar, ki bunlar(Bunlar derken GS ve FB'liler bizde olmaz demesin oluyor) zaten maç esnasında da kendi aralarında kavga etmeyi başarıyorlar sıklıkla, bizimkiler çocuğu yaratıkların elinden kurtarıp yolluyorlar ve kendini bilmez başka yaratıklar bir süre sonra "Bırakın lan çocuğu..." nidalarıyla sefere çıkıyorlar bizimkilerin üzerine. Tahrik olmuşlar efendim işte suç bizimkilerde sen ne diye baskete falan seviniyorsun ki. Tabi olay bununla kalmıyor dışarıda da aynı kişilerin başını çektiği bir grup tarafından tacizler oluyor neyseki taksilerle olay yerinden ayrılmayı başarıyorlar. Şimdi bu kişiler zaten bir kere sabıkalılar saldırı suçundan sen ne diye bu adamları bırakıyorsun ki. İşte bu sistem yüzünden adamın yanına kalıyor olanlar ve bir sonraki maçta hiç tereddüdü olmuyor beyimin.

Gelelim diğer vukuatlı maça. Orada yok efendim bir çift küfür etmişler de, yok hareket çekmişlerde. Evet bunları yapmışlar gerçekten bundan sonra olanlar bu gerekçe olabilir mi peki? Ayrıca o sahaya dalanların olayın olduğu yerle alakaları bile yok. Demek o yaratıklar sadece bir bahane bekliyorlarmış bu olayları yaratmak için.

Peki bu olaylara sebep olanlar sadece bu yaratıklar mı, ya onları koruyan beyinsizler ne olacak? GS yöneticisi çıkmış açıklama yapıyor bizi tahrik ettiler diye. Ya sen yöneticisin sen bunu yaparsan o adamlar neler yapar? En komik demeç ise Nedim Karakaş'dan gelmiş: "Sahaya girip benchte oyuncu döven taraftar görmedim.". Daha 5 ay önce sadece dövmekle kalmayıp sahayı işgal eden hangi taraftar idi acaba?

Gelelim Federasyona sen daha önce çıkan olaylara cezayı sadece 5 maç olarak verip durumu geçiştirirsen bundan sonra olaylar da devam eder. Nasılsa olay çıkaranlar o cezalı maçlara gelmiyor ki. Adama ne? Ceza ne olmalı peki? Alın size ceza önerisi bu maçtaki iki puan GS'dan alınıp FB'ye verilirse ve üstüne de GS'ın 4 puanı daha silinirse asıl ceza verilmiş olur. Yoksa 5 maç kapatsan sahayı ne olur ki?

Bir de olayın hukuk yönü var ki, o tam rezalet. Final serisinde sahaya girenler ne ceza aldılar acaba hukuk olarak? Bence hiçbir şey, he hapis cezası aldılarsa bile bunu biz bilmiyoruz. Eğer böyle bir durum varsa medya bunları deşifre etmeli ki, bir daha sahaya girecek iki kere düşünsün. Tabi bugün girenler de hukuki olarak ağır cezalar almalı ama almayacaklar. İdari para cezası o kadar. Eh böyle başa, böyle tarak ne diyeyim ki!

11 Kasım 2009 Çarşamba

Efes Pilsen - Bandırma Banvit Maçının Hakemlerine 5 Maç Ceza

Efes-Pilsen-Bandırma-Banvit-Hakem-FederasyonEfes Pilsen-Bandırma Banvit maçındaki hakem üçlüsü Erşan Kartal, İsmail Aydın ve Zafer Yılmaz'a 'Objektif karar verme ve yönetme anlayışı bağdaşmayan yönetim göstermek' gerekçesiyle 5 maç ceza vermiş. Haber burada.

Tartışılan pozisyonda Thorton'un top taşıma pozisyonu(Bence de steps olduğunu net belirteyim de problem olmasın), hoş haberin sunumu ve içeriğinde Kerem'in bile isyan ettiği söyleniyor ama o arkadaşlarım maçı izlemediğine verilebilir. O pozisyonda top çok ortada idi ve Kerem dürüstçe gidip hakeme benden çıktı dedi.

Şimdi gene tartışmalar alevlenecek yok hakemler Efes Pilsen'i kayırıyor diye. Peki varsayalım bunu böyle gördünüz ve bu cezaları verdiniz o zaman objektiflik ilkelerine dayanarak Erdemir-FB Ülker maçında bunun kaç katı taraflı yönetime imza atan üçlüye ne ceza vereceksiniz? Ya da Tofaş-Oyak Reanult maçındaki üçlüye ne ceza vereceksiniz?

Ha belki siz ceza vereceksiniz ama o zaman da soru medyaya konu FB Ülker olunca bu cezayı aynı şekilde sayfalarına taşıyabilecek misiniz?

Ki bence ceza falan verilmeyecek bu iki maça da. Ama bu atılan çamur kalacak Efes Pilsen'in üzerinde. Nasılsa FB Ülker taraftarı son maçta hakeme bağlamıştı maçı, ehh işte bu da kanıtı diye herşeyi kendi akıllarında doğrulayacaklar.

Bu haberi kimler sızdırdı acaba? Bu cezayı verip diğerlerine ceza vermeyeceklerse bu da sızdırılacak mı? Ya da diğerlerine de ceza verilirse bu da bazıları tarafından sızdırılacak mı aynı şekilde? Sızdırılsa bile bu şekilde haber olacak mı?

Basketbolü bu saçma sapan şeylerle kirlettiğimizin ne zaman farkına varacağız acaba?

Josh Childress Domuz Gribi

Josh-Childress-Olympiacos-Euroleague-Efes-PilsenResmi sitesinden de açıklama yapılmış ve Efes Pilsen maçında oynamayacağı duyurulmuş. Yunanca haberi görmek isteyenler tıklayabilir.

İngilizce çevirisi de aşağıda:

"The KAE Olympiakos announced that our athlete Josh Childress showed mild symptoms of the disease in pigs and for this reason was presented in which special tests and found positive. It is treated and this situation is very satisfactory. Josh Childress will not compete in the game against Efes Pilsen on the 4th Day of the Euroleague."

Hayırlısı bu demektir ki 4 kısa formülünü kullanırken zıp zıp Childres'ın ortayı karıştırmasından yararlanamayacaklar ve fakat aynı zamanda takım düzeni dışına çıkabilecek tek oyuncuları da olmadığı için daha takım halinde olacaklar. İyi mi kötü mü karar veremedim.

Gene de geçmiş olsun Childress.

10 Kasım 2009 Salı

Olympiakos vs Efes Pilsen - Seri Bozulacak Mı?

Efes-Pilsen-Olimpiakos-EuroleagueGene uzun bir yazamama dönemi ve arada yazmadığım Malaga ve FB Ülker maçları. Öncelikle kısaca Malaga maçına değineyim. Yorgunluktan pisi pisine kaçmış bir maç oldu. Alan savunması ile rakip yakalandı ama yakalamakta harcanan enerji yenilgiyi de getirdi. Çok fazla hakemler hakkında konuşan biri değilim ama özellikle son çeyrek ve uzatmadaki yönetimleri de Efes Pilsen'in mağlubiyetinde önemli pay sahibi yaptı kendilerini. Hakemleri bir kenara bırakırsak Kasun, Santiago ve Ermal gene kenarda oturdular ve Kaya'da haklı olarak bu yükü kaldıramadı bir noktadan sonra.

FB Ülker maçı ise son 5 maçın tekrarı oldu, aradaki tek fark ise Shumpert yerine Nachbar'ın şutları girdi bu sefer. Sinan Ve Ender(2 maçtır iyi bakalım kaç maç yatacak, hadi Ender tükürdüğümü yalat bana gerçekten razıyım) bu maçta ilk kıvılcımı yarattılar. Smith görev adamı rolünü iyice benimsemiş. Kaya gene dili dışarı çıkacak kadar kaldı sahada ama o da iyiydi. Rako sayılarını asistleriyle süsledi ve Nachbar, o da bu her iki maçta da skorer yönünü ortaya çıkardı ama özellikle savunmada 4 numara için zayıf kalması da sırıttı açıkcası ve bu sistemde çok ribaunt verdi Efes Pilsen.

Gelelim 6-0'lık seriden 8-0'lık seriye. Perşembe günü Olympiakos ile karşılaşacak Efes Pilsen. Olympiakos 2 galibiyet ve 1 mağlubiyet aldı. İlk maçta evinde Entente Orleanaise'i 94-72 yenerken Kleiza önderliği ele aldı. 28/39 %71 ikilik, 6/15 %40 üçlük ve 20/27 %74 ikilik yüzdeleri ve aldığı 37 ribaunda karşılık sadece 21 ribaunt vermesi ile bu fark geldi. Burada kötü olan tek istatistik yaşadığı 18 top kaybı idi. İkinci maçta ise Malaga deplasmanında dağıldı kelimenin tam anlamıyla Olympiakos(86-68), sayı liderliğini bu kez Vujcic üstlendi fakat görkemli yüzdeleri bu maç için düşse de gene serbest atış hariç fena değildi yüzdeleri(24/45 %53,3 ikilik, 4/10 %40 üçlük, 8/16 %50 serbest atış). Ama bu sefer ribauntlarda 38-27 ezilmişler ve gene 17 gibi fazla top kaybı yapmışlar. Sonra gene kendi sahasına döndü Olympiakos ve Rytas ile karşılaştı ve gene rakibini sürklase etti(97-73). Kleiza gene liderliğe soyundu ve yüzdeleri gene görkemli oldu(26/38 %68,4 ikilik, 9/17 %52,9 üçlük, 18/26 %69,2 serbest atış). Ama bu sefer rakiplerini ezemediler ribauntlarda 27-26 ve gene 20 top kaybı yaptılar(Allahtan Rytas 24 top kaybıyla oynamış:)).

Bu istatistikler ışığında Kleiza, Teodosic, Vujcic ve Childress rankinglerde 10 ortalama üzerinde tutturmuşlar. Kleiza açık ara önde tabi ki. Bourusis'in yokluğunda onlarda genelde 4 kısa ile oynuyorlar genel olarak ve 4 numarada en etkili adamları Kleiza mevcut. İçeride yüksek yüzdeli atış yapıyorlar ama tabi bu biraz da rakiplarin zayıflığından kaynaklanıyor olabilir. Top kayıpları da çok yüksek işte bu bizim avantajımız olabilir, özellikle Smith ve Sinan sahada olduğunda hızlı hücumlar yakalayabiliriz. Uzunların kullanımı ile ilgili ise bu sefer daha bonkör davranmalıyız. Baby Shaq yoksa duman eder pota altını onun arkasında Kay ile değil Kasun ile durabiliriz ancak ve top kaybına da zorlayabiliriz onu. Bir de hücumda pota altını kullanırsak Baby Shaq'in yavaşlığından yararlanabiliriz ve onu faul problemine sokabiliriz. Yalnız Kleiza sahada olduğunda Kasun ve Kaya'lı ikili onun dış atışlarına etkisiz kalabilir o dönemlerde Shumpert ve Nachbar saha olup hem onu kontrol altına alabilir, hem de hücumda onu yorabilirler. Childress ise Thorton ile savunulacak büyük ihtimalle. NBA oyuncuları çok bireysel olduğu için onu durdurabilir bence Thorton. Savunulması önemli bir isim ise Papaloukas. Ender ve Kerem'in o fizikte onu savunmakta zorlanacakları kesin. Pota altına yönelip onları çok zorlayabilir. Bence onu savunacak kişi de Sinan olmalıdır. Vujcic ise bence tam Santiago'nun dengi ama maalesef Santiago o formda değil.

İşin özü zor deplasman olacak ama yenebiliriz gene de. Yeterki savunmada sağlam durup içeriyi kullanmayı bilelim.

3 Kasım 2009 Salı

Efes Pilsen'in Malaga Programı

Efes-Pilsen-Euroleague
Aykut arkadaşın blogundan aynen alıyorum. Kendisine teşekkürler.

Perşembe günü İspanya'da Unicaja Malaga ile karşılaşacak Efes'in yolculuk ve faaliyet programı şöyle:

4/11/2009 Çarşamba
07.50 h. İstanbul - Zürih (TK 1907)
10.40 h. Zürih - Malaga (LX 2110)
13.15 h. Malaga'ya Varış
20.00 h. Antrenman

05/11/2009 Perşembe
11.00 h. 11.00 h. Antrenman
20.45 h. Unicaja Malaga - Efes Pilsen maçı Canal Sur 2 ve Sky Türk'ten canlı yayın.

Konaklama : Hotel Vincci Malaga

Cuma 06/11/2009
13.55 h. Malaga -Zürih (LX 2111)
18.00 h. Zürih - İstanbul (TK 1910)
21.50 h. İstanbul'a Varış

Tüm saatler yerel.
LX kodlu uçuşlar Swissair.
TK kodlu uçuşlar THY

Bu programın üstüne bir de Pazar günü 15:00 FB Ülker maçı. Bu arada takımın pazartesi 18:30'da Türk Telekom ile karşılaştığını da unutmayalım. Yetmiyor bir de üstüne Perşembe günü için Yunanistan deplasmanına geçiş. Valla yorucu ama kadro genişliği de bunun için var.

1 Kasım 2009 Pazar

Geç Kalmış Partizan Değerlendirmesi

Efes-Pilsen-Partizan-EuroleagueTabi bu kadar geç kalınca insan herşey zaten konuşulmuş oluyor ve değerlendirme yapmak zor oluyor. Genel olarak başabaş geçen maçı son 3 dakikadaki oyunuyla almaamadığıyı başardı Efes Pilsen. Bu periyotta Partizan'ın tecrübesizliği de oyunun kopmasında etken oldu. Sayı olarak Shumpert, Smith ve son periyotta, her ne kadar çok atış kaçırdıysa da, Rakocevic başı çekerken gene kritik anlardaki asistleri ve top çalması ile Kerem Tunçeri de bu periyodun iyileri arasındaydı.

Genel olarak söylenenler Kasun'un ve Smith'in son periyotta kenarda unutulduğu ve Nachbar'ın aldığı kısa süre. Kasun konusundaki eleştirilere hak veriyorum açıkcası. Özellikle son periyotta Kaya'nın yorulduğu ve pota altının yol geçen hanına döndüğü dönemde Kasun hamlesi gerekliydi. Santiago'nun adını ananlar da oldu bu dönem için ama Santiago'nun takıma uyum sağlayamadığını ve özellikle defansta iyi iş göremediğini düşünüyorum. Gelelim Smith konusuna evet yüzdeli attı ve çok katkı yaptı maçta ama biraz da havaya girdi sanırım çünkü son atışları girse dahi el üstü yaptı. Dolayısıyla onu kenarda tutmak bence doğru bir hamle idi. Nachbar konusuna gelince salonda olmama rağmen oyuna girdiğini bile farketmedim. Maalesef çok silik kaldı. Ergin Ataman'a burada büyük iş düşüyor, Nachbar'ı kazanmalıyız.

Kimsenin dikkatini çekmeyen ve benim çok hoşuma giden bir istatistik ise takım halinde 21 asist yapmamız. Bu takımda paylaşımın iyi olduğunu gösterir. Tabi burada 5'er asist ile iki oyun kurucumuz başı çekiyor ki bu da sevindirici. Her ne kadar Ender çılgın oyununu sürdürüp kritik top kayıpları yapsa da asist sayısını beğendim gerçekten. Geriye sadece ceza atışlarını değerlendirip bir parça daha sayı yapmak kalıyor. Umarım bunu da başarırlar.

Efes Pilsen (77): Mario Kasun 9 (7 ribaund), Charles Smith 18 (1 ribaund), Igor Rakocevic 14 (1 ribaund,3 asist), Preston Shumpert 17 (2 ribaund,1 asist), Kerem Tunçeri 2 (2 ribaund,5 asist), Bootsy Thornton 7 (2 ribaund,3 asist), Kaya Peker 8 (8 ribaund,2 asist), Bostjan Nachbar (2 ribaund), Daniel Santiago (1 ribaund), Sinan Güler (1 ribaund), Ender Arslan 2 (1 ribaund,5 asist)

Partizan (67): Lawrance Roberts 9 (4 ribaund- 3 asist), Stefan Sinovec 1 (3 ribaund), Lester McClalebb 10 (3 ribaund- 7 asist), Dusan Kecman 7 (5 ribaund- 1 asist), S.Milosevic 6 (3 ribaund), Aleksandar Rasic (1 ribaund- 2 asist), A.Mitrovic, Petar Bozic (1 asist), Aleksandar Maric 19 (5 ribaund- 1 asist), Jan Vesely 10 (3 ribaund- 4 asist), Branislav Dekic 3, Slavko Vranes 2 (7 ribaund)