13 Haziran 2009 Cumartesi

Kaybetmeyi Hazmetmek

Maçın analizini yapmaya bir türlü fırsat bulamadım ve arada o kadar çok şey oldu ki, maçın analizi biraz gereksiz kaldı açıkcası. Dolayısıyla bu yazı maç analizden ziyade maç sonrasını etüd edecek. Söylemek gerekirse maç sonrası serinin kontrolünün ellerinden kaçtığını farkeden FB Ülker yönetimi olaya direk el koymuş durumda. Bu da serideki gidişi kesinlikle etkileyecektir. Seri nasıl etkilenecek konusuna girmiyorum ama çok net söylemek istediğim bu seriyi Efes Pilsen'in kazanabilmesi için artık iyi oynaması değil çok iyi oynaması gerekiyor.

Maç sonrasına geri dönersek bir önceki yazımdan da anlaşılacağı üzere maç sonu Mahmut Uslu(!) ve Remzi Dilli çıkarak hakemlere yönelik demeçlerle bunu ateşlediler. Aslında olay ilk maç kaybı ile başladı, maç sonunda Nedim Karakaş hemen rol almaya başladı ve seyirciyi tahrik etme çabalarını sahneye koydu:

"Karşı karşıya geldiğimiz maçların tümünde sportmenlik ruhuna yakışmayan davranışlar sergileyen Ergin Ataman, dünkü mücadelenin ardından yaptığı basın toplantısıyla, benim kendisine küfür ettiğimi iddia etmiştir. (Açıkcası etmediğine inanmıyorum, gördüklerim bunu doğrulamıyor. Sadece benim gördüğüm 4 kez ayakta saha ihlali yapan Nedim Karakaş'ın bu heyecanla aman efendim olur mu dediğini hiç sanmıyorum. Basket kuralları net şekilde antrenör dışında ayakta adam olamaz derken bir uyarı bile almaması hakemlerin ayıbıdır. Konu ile ilgili son olarak ileride de değineceğim gibi sürekli taraflı tutum izleyen federasyon bile Nedim Karakaş'a üçüncü maçta Ergin Ataman'a yönelik agresif! davranışlarda bulunması sebebiyle ihtar cezası almıştır.)

Sayın Ataman, basın toplantısında oyunun teknik değerlendirmesini yapmak yerine, maalesef, final serisinin kalitesine yakışmayacak bu asılsız iddiayı ortaya atmıştır. (Demek ki aynı toplantıyı izlememiş sadece sonunda değindi konuya Ataman, he Ataman sürekli mazeret üretiyor dese destek bile olurum halbuki kendisine.)

Final Serisi'nde, önce hocamız Tanjevic'e, ardından da kendilerine küfür eden bir görevliye tepki gösteren Yönetim Kurulu Üyelerimize dil uzatarak gerginlik yaratmaya çalışan Ataman, bu çabasının son halkası olarak da şahsıma asılsız iddialarla saldırmaktadır.
(Küfür ha bahsedilen Cenk Araştıran fanatik Fenerli arkadaş bile bu kadar abartmadı, en azından bizimkilere yendik yazıp göstermiş dedi. Orada kim küfür etti ve kim tartakladı ben çok iyi biliyorum ama kendi tarafını her zaman haklı gören biri asla bunu göremez.)

24 saniye ihlaline ilişkin doğal itiraz hakkımı kullanmak üzere masaya yöneldiğim sırada, Ataman'ın ortamı germek adına müdahale etmesi, her ne kadar şahsım adına huzursuzluk yaratsa da, tepkim asla küfür olmamıştır. Yöneticilik deneyimlerim ve dahil olduğum büyük camianın bana verdiği sorumluluk, böyle bir iddiayı zaten imkansız kılmaktadır.
(Lütfen ama sadece 4. maçta her şeref! tribününe döndüğünde yöneticiler Ali Koç ve Mahmut Uslu sürekli ana avrat dümdüz gidiyordu. İmkansız kılmak dediğimiz duymamak sanırım. FB TV'nin yayınında(Spormax) bile spikerin arkasındaki arkadaş sürekli annelere saygısını sunarken, canlı yayında net çıktı son periyod boyunca, Nedim Karakaş'ın bu iddiası sadece gülünç.)

Sayın Ataman'ın, Final Serisi'nin kalan maçlarında dostluğa ve sportmenliğe yakışır adımlar atacağını ümit ediyorum
"(Buna ben de katılıyorum ve hatta daha da ileri gidiyorum mazeret yerine Ergin Ataman bize hatasını anladığını söylerse ona saygı duyabiliriz belki.)

Nedim Karakaş durmadı devam etti:
"Play- Off serisinin 4. maçına çıkıyoruz. Şu anda 2-1 öndeyiz. Avantajımızı devam ettirebilmek için bu akşamki maçı mutlaka kazanmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ele geçirdiğimiz avantajımızı bırakmak istemiyoruz. Ancak maçın hiç de kolay olmayacağının bilincindeyiz. Son maçta 15 sayı öndeyken yaptığımız kişisel hatalarla rakibimize hayat suyu ikram ettik. Aksi takdirde şampiyonluk maçına çıkacaktık. Bu maçta bu hataları tekrarlamayacağız. Rakibimize şampiyonluk ümidi vermeyeceğiz. Bu konuda maça gelecek tüm Fenerbahçe taraftarlarından rakibin gerek "bench"inin gerekse oyuncularının yapacakları provokasyona cevap vermemelerini istiyoruz. Ayrıca maçın son saniyesine kadar skor ne olursa olsun takımımızı desteklemeye devam etmelerini istiyoruz. Çünkü maç konsantrasyonunu son dakikalarda kaybetmemiz maçı vermemize neden oldu. Maç bittikten sonra eğlenmeye hakkımız var. Amacımız bu maçı da kazanarak durumu 3-1 yapmak ve şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmak"

Buna tümden cevap vereceğim affedersiniz karşı taraf ne yapsa tahrik ama sen ne yaparsan hakkın bu mu anlayış. 1. ve 2. benchin dahil her türlü tahriği yaptı orada ne dedin Sayın Karakaş. O senin için doğal hareketlerdi değil mi ama bizim taraftan gelen en küçük şey tahrik. Tebrik ediyorum sadece. Ayrıca "Son maçta 15 sayı öndeyken yaptığımız kişisel hatalarla rakibimize hayat suyu ikram ettik." lafını eden Nedim Karakaş bakalım 4. maçtan sonra ne dedi?

"Dün akşam serinin noktalanmamasını sağlayan Altuğ Köselerli'nin üçüncü maçta 15 sayı öndeyken 4 tane üst üste çaldığı yanlış kararlardır. Bu düdükler seriyi buralara getirdi."

İlginç hem de çok ilginç oyun dengeye gelince nasılda değişebiliyor insan.

Gelelim Mahmut Uslu'ya, bütün maçı sakin sakin izleyip bitirdikten sonra kendisi sahne aldı ve sinirlerimi alt üst etti sağolsun. Giriş cümlesi şu oldu: "3 senedir yapılanlara sabrediyoruz ama artık sabrımız taştı." Pardon Sayın Uslu son 3 senedir maç dahi kaybetmediniz ve o serilerde nelerin döndüğünü az çok ben de biliyorum ne zamanki maç kaybettiniz sabrınız mı taştı? Tebrik ediyorum sizi de. Ama burada bitmiyor devam ediyor Mahmut Uslu: "İnce ince doğradılar bizi." Ben bu deyimi bir yerden hatırlıyorum yoksa spor dünyası yeni bir Yıldırım Demirören mi kazanıyor taktir sizin. Ve en komik demeç sonlara doğru geliyor: "Herşeye rağmen 12.000 kişi sakin sakin maç izledik." Evet sakindiler mesela kimse ölmedi Efes Pilsen taraftarı ve takımından. Sadece tüm ekip her türlü maddeye maruz kaldı, saha tamamen yıkandı, bir arkadaşımızın suratında su şişesi patladı. Bütün bunlara federasyon ne diyecek onu merak ediyorum ama eminim bu da raporlarda yer almamıştır.

Efesli arkadaşların söylediği ama Fenerli arkadaşların inkar ettiği bir olay vardı maç sonunda. Ben de bunu yazmadım ama olay basketdergisi'n de dahi çıkınca yorumsuz olarak haberi veriyorum. Habere buradan ulaşabilirsiniz.

Maçtaki hakem hatalarına gelince FB Ülker'in en çok itiraz ettiği pozisyonlarda açıkcası ben birşey göremedim ama doğru da olabilir itirazları. Peki tersini de ben söyleyeyim o zaman: Smith, Smith blok yapıyor, FB Ülker benchi ayakta ve hakemler karar veriyor. Teknik faul ama her iki takıma da, neden acaba? Kasun Ömer Onan'a faul yapıyor ve hakem bir anda kasti faul veriyor. Yorumcular bile biraz ağır oldu dediler karara. Ve provakatör Rasim Başak oyuna giriyor. Zaten olay çıkarmak için yer arıyor ve basket sonrası topu hakeme fırlatıyor ama hakem oralı bile değil. Neden acaba?

Son olarak özel teşekkür, bu seride bir kişiyi kazandık bunu biliyorum. Teşekkürler Ömer Onan, sen gerçek bir basketbolcusun.

Hiç yorum yok: